Giriş
İklim değişikliğinin küresel olarak işletmeler, toplum ve bireyler üzerindeki etkileri, düşük karbonlu bir ekonomiye geçişin acil bir ihtiyaç olduğunun altını çizmektedir. Emisyon oranları mevcut düzeyde devam ederse bu yüzyılın sonunda küresel sıcaklıklar 2,8°C artabilir.
Küresel sera gazı (GHG) emisyonlarının yaklaşık %40'ından sorumlu olan inşaat sektörü, bu geçişte çok önemli bir rol oynamaktadır. Bununla birlikte, 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşmak için tasarım, malzeme ve inşaat süreçlerinde inovasyon yapılması gerekecektir.
Sürdürülebilirliğin teşvik edilmesinde standartların önemi
Standartlar, inşaat ve yapı sektörü de dâhil olmak üzere tüm sektörlerde en iyi uygulamalar, tutarlılık ve hesap verebilirliğe yönelik bir çerçeve sunarak değişimin arkasındaki itici gücü teşkil eder.
Kilit alanlarda sürdürülebilirlik ve inovasyonun teşvik edilmesinde kritik bir role sahiptir:
• Karbonsuzlaştırma: Standartlar, binaların ve altyapının karbon ayak izini ele alarak enerji verimliliği, yenilenebilir enerji entegrasyonu ve karbon yönetimi yoluyla emisyonların azaltılması konusunda rehberlik sağlar.
• Döngüsel ekonomi: Standartlar, kaynak verimliliği, atık azaltımı ve malzemelerin yeniden kullanımı/geri dönüşümü yoluyla çevresel etkiyi azaltarak döngüsel ekonomi ilkelerinin benimsenmesini teşvik eder.
• Dayanıklılık ve uyum: Standartlar, iklime duyarlı tasarım, afete hazırlık ve doğa temelli çözümlerin entegrasyonu konularında rehberlik sağlayarak binaların ve altyapının iklim değişikliğine karşı dayanıklılığını ve uyumluluğunu artırır.
• İş birliği ve entegrasyon: Standartlar, inşaat ve yapı sektöründeki paydaşlar arasında iş birliğini ve bilgi paylaşımını teşvik ederek sürdürülebilirlik hususlarının değer zinciri genelinde entegre edilmesini sağlar.
PAS 2080'in karbon azaltımındaki rolü
Binalarda ve altyapıda karbon yönetimi konusunda dünyanın ilk standardı olan PAS 2080, iş birliğini kolaylaştıran sorumluluklar ve veri paylaşım protokolleri oluşturarak inşaat ve yapı sektöründe sürdürülebilirliğin teşvik edilmesinde önemli bir rol oynamaktadır.
Costain, Skanska ve HS2 gibi sektör liderleri, PAS 2080'i uygulayarak CO2 emisyonlarını azaltma konusunda kayda değer adımlar atmışlardır. Örneğin Costain, bitkisel yağ bazlı bir dizel alternatifi kullanarak 70.000 ton CO2 emisyonu tasarrufu sağlamıştır. Ayrıca, 35.000 kamyonun çalışmasının önlenmesiyle 2.000 ton CO2 emisyonunu başarılı bir şekilde azaltmıştır.
Bir diğer kayda değer başarı hikâyesi de Skanska'nın Willand'daki M5 27-28 kavşaklarında yürüttüğü yol yenileme projesidir. Skanska, başlangıçta 4,5 milyon £ olarak tahmin edilen maliyeti yarıya indirirken karbon ayak izini de %23 oranında azaltmıştır. Bu, Skanska'nın hem ekonomik hem de çevresel faydalar sağlayan inovatif çözümler bulma konusundaki kararlılığını ortaya koyan kaynak optimizasyonu yoluyla gerçekleştirilmiştir.
Liderlik, iş birliği ve altyapı ile binalar arasındaki bağlantıyı vurgulayan PAS 2080'in uygulanması, Skanska gibi şirketlerin hem maliyetlerde hem de karbon emisyonlarında önemli düşüşler elde etmesini sağlamıştır. Bu başarılar, sektör liderleri tarafından benimsendiğinde sürdürülebilir uygulamaların dönüştürücü potansiyel taşıdığının altını çizmektedir.
Harcamaların sınırlandırılması, inşaat ve yapı sektöründeki paydaşlar için sürekli dikkate alınması gereken önemli bir husustur. Karbon azaltma girişimleri genellikle proje yaşam döngüleri boyunca maliyet tasarrufu sağlayabilir.
Verimlilik örnekleri
• Balfour Beatty Rail'in Thameslink sinyal yapıları projesi, atık, maliyet ve malzeme kullanımında önemli ölçüde azalma sağlanmasının dikkat çekici bir örneği olarak öne çıkmaktadır. Balfour Beatty Rail, tasarımın yeniden değerlendirilmesi ve değiştirilmesi yoluyla şantiyeden hafriyat toprağı çıkarılması ihtiyacını ortadan kaldırmıştır. Ayrıca, değiştirilen teklif sayesinde parapet duvarının yıkılmasına da gerek kalmamıştır. Proje, yeni konsol yapılarının tasarımını optimize ederek ve mevcut gantry vinci yapılarını buna entegre ederek söz konusu sonuçlara ulaşmıştır. Balfour Beatty Rail'in başarısı, inşaat projelerinde verimliliği ve sürdürülebilirliği en üst düzeye çıkarmak için tasarımları yeniden değerlendirmenin ve uyarlamanın faydalarını ortaya koymaktadır. Sonuçlar: Orijinal teklife kıyasla karbon ayak izinde ve öngörülen maliyetlerde %60 azalma.
• Costain ve Tarmac'ın Lancashire'daki Heysham-M6 yol projesi, inşaat sektöründe yakın iş birliği ve stratejik karar alma süreçlerinden elde edilebilecek faydaları gözler önüne seriyor. İki şirket, projeye başlamadan iki yıl önce güçlerini birleştirerek etkili bir entegrasyon sağlamak için birbirlerinin faaliyetlerini daha derinlemesine anlamaya çalıştı. Projede, inşaat öncesinde taş ocağı uygulamalarından araç rotalarına kadar her şeyi kapsayan stratejik kararlar alınarak süreçler optimize edildi ve atıklar en aza indirildi. Planlama ve koordinasyona yönelik bu proaktif yaklaşım, inşaat projelerinde verimlilik ve sürdürülebilirlik elde etmek için erken iş birliğinin ve dikkatli karar vermenin önemini ortaya koymaktadır. Sonuçlar: Agrega tonajında ve hazır betonda %25 azalma ve %21 CO2 emisyonu tasarrufu.
Standartlar inovasyona ilham verir
Standartlar inşaat ve yapı sektöründe inovasyonu da teşvik eder. Araştırma ve geliştirmeyi teşvik ederek inovatif çözümlerin benimsenmesini sağlar ve sürekli iyileştirmeyi desteklerler.
Ayrıca standartlar, yeni teknolojilerin ve yaklaşımların performans, güvenlik ve çevresel etki açısından belirlenmiş kriterleri karşılamasını sağlar. Bu yaklaşım, paydaşlara güven verirken pazarda kabul görmeyi kolaylaştırır ve yenilikçi çözümlerin benimsenmesini hızlandırır.
Aşağıdaki örnekler, kuruluşların akıllı tasarım ve düşük karbonlu inovasyonları iş uygulamalarına nasıl entegre ettiklerini, malzeme kullanımını nasıl sınırlandırdıklarını ve emisyonları nasıl azalttıklarını göstermektedir:
• Retrofit çalışmaları, mevcut binaların karbonsuzlaştırılmasında kilit bir yaklaşım olarak ortaya çıkmıştır. Kayda değer bir örnek, Eğitim Bakanlığı (DfE) ve Innovate UK tarafından desteklenen ve okullar için yeni bir ultra düşük karbonlu bina standardı oluşturmayı amaçlayan bir araştırma projesi olan GenZero girişimidir. GenZero yaklaşımı, dijital olarak tasarlanmış standart bir parça kiti ile imalat ve montaj için bir platform çözümü geliştirmek üzere inşaat alanındaki inovasyon liderleriyle iş birliği yapmayı gerektirmiştir. Birleşik Krallık kaynaklı kereste kullanımına öncelik veren GenZero, benzer binalara kıyasla kereste tüketiminde %35'lik etkileyici bir azalma sağlamıştır. Bu sonuç sadece sürdürülebilir inşaat uygulamalarının potansiyelini değil, aynı zamanda yerel kaynaklı malzemelerin kullanılmasının önemini de vurgulamaktadır.
• Akıllı binalar, karbon azaltımını destekleyen ve enerji tüketimini optimize eden teknolojilerle donatılabilir. Bunlar arasında tüketim izlemesi yapan gayrimenkul teknolojileri, veri güdümlü mülk yönetim yazılımları, elektrik tasarrufu sağlayan sistemler, doluluk durumuna duyarlı HVAC ve öngörücü dijital ikiz teknolojisi yer almaktadır. Akıllı binalar, veri güdümlü içgörülerden yararlanarak enerji verimliliğini artırmakta ve daha sürdürülebilir bir geleceğe katkıda bulunmaktadır. Hamburg'daki Hammerbrooklyn Pavilyonu, sensör teknolojisi ve Nesnelerin İnterneti (IoT) arayüzlerinden yararlanarak yapılmış akıllı ve bağlantılı binalar konseptine örnek teşkil etmektedir. Pavilyon, sensörler aracılığıyla sıcaklık, oksijen seviyeleri ve doluluk gibi parametreler hakkında veri toplamakta ve bu veriler daha sonra enerji kullanımını optimize etmek için kullanılmaktadır. Pavilyonda ayrıca, 2012'deki Sandy Kasırgasından kurtarılan tahta kaldırım kalasları ve Expo Milan 2015'teki ABD Pavilyonundan alınan yeniden kullanılma hazır hâle getirilmiş çelik çerçeve gibi ileri dönüştürülmüş malzemeler de kullanılmaktadır. Yenilikçi sensör teknolojisi, IoT arayüzleri ve çevre dostu malzemelerin birleşimi, enerji verimliliği ve çevresel sürdürülebilirliğe öncelik veren bina tasarımına yönelik ileri görüşlü bir yaklaşımı temsil etmektedir.
• Düşük karbonlu ve atıktan türetilen malzemelerin kullanımı. Temel yapı malzemelerini karbonsuzlaştırmak üzere yenilikçi çözümler bulmak, sürdürülebilirlik için büyük önem taşımaktadır. Bu konuda kayda değer bir gelişme de, beton sektörünün karbonsuzlaştırılması için önemli bir dönüm noktası teşkil eden esnek bir standart olan BSI Flex 350 V1.0:2023-10'un çıkarılmasıdır. İnşaat işletmelerini daha düşük karbonlu beton alternatifleri konusunda yönlendiren BSI Flex 350 V1.0:2023-10, çevresel zorluklar karşısında daha hızlı güncellemelere ve yanıtlara olanak tanıyan performansa dayalı hükümleriyle öne çıkmaktadır. Standardın esnekliği, beton sektörünün gelişen teknolojilere ve uygulamalara daha verimli bir şekilde uyum sağlamasına olanak tanımaktadır.
• BSI Flex 350'ye ek olarak, betonla ilgili diğer önemli standartlar arasında BS 8500-1 ve BS 8500-2 yer almaktadır. Beton spesifikasyonu için bileşime dayalı gereklilikler sağlayan bu standartlar, artık daha düşük karbonlu beton spesifikasyonu sunacak değişiklikler içermektedir. Bu güncellemeler, betonun karbon ayak izini azaltmaya yönelik sektörel çabaları desteklemekte ve mimarlar ve mühendislerin yararlanabileceği daha düşük karbonlu seçenek yelpazesini genişletmektedir.
• Ayrıca, maden atıkları ve külleri gibi düşük karbonlu ve atıktan türetilen malzemelerin 3D baskı uygulamalarında kullanılması umut verici sonuçlar ortaya koymuştur. Buna malzeme kullanımında %75 ve CO2 emisyonlarında %60 azalma da dâhildir.
Politika yönlendirme, yatırım teşvikleri ve koordinasyonun önemi
İnşaat ve yapı sektöründe inovasyonun gelişmesi için destekleyici bir politika çerçevesi, yatırım teşvikleri ve ortak çabalar kritik önem taşımaktadır. Birleşik Krallık hükûmeti tarafından yayınlanan The Construction Playbook (İnşaat El Kitabı), bayındırlık işleri projelerinin ve programlarının değerlendirilmesi, ihale edilmesi ve teslimine yönelik temel politikalar ve rehberlik sağlamaktadır. Ticari alandaki en iyi uygulamaları ve sektör reformlarını ele almakta ve hükûmetin ihale makamları, tedarikçiler ve tedarik zincirine yönelik beklentilerini ortaya koymaktadır. Bu el kitabı, inşaat sektöründe inovasyonu ve sürdürülebilirliği teşvik etme konusunda temel teşkil etmektedir.
Hükûmetler ve düzenleyici kurumlar, sürdürülebilirlik hedeflerinin belirlenmesinde, düzenlemelerin uygulanmasında ve Ar-Ge için mali destek sağlanmasında kritik bir role sahiptir. Net kılavuzlar ve standartlar oluşturarak, inovasyon ve sürdürülebilir uygulamalar için elverişli ortam yaratırlar.
Bunun yanında sektör liderleri, araştırma enstitüleri, devlet kurumları ve standart belirleyici kuruluşlar arasındaki iş birliği de inşaat ve yapı sektöründe inovasyon ve sürdürülebilirliği teşvik etmek için gereklidir. Sürdürülebilirlik sorunlarını ele almak için bilgi paylaşımını, kaynak havuzunu ve ortak çaba gösterilmesini teşvik etmektedir.
Sonuç
Standartlar, inşaat ve yapı sektöründe sürdürülebilirlik ve inovasyonun teşvik edilmesinde çok önemli bir role sahiptir. Sektör, standartlara uyarak karbon emisyonlarını azaltabilir, kaynak kullanımını optimize edebilir ve iklim değişikliği etkilerine karşı dayanıklılığı artırabilir.
BSI, uzlaşmaya dayalı en iyi uygulamalar için öncelikler belirlemek üzere inşaat sektörü paydaşlarını tek noktada buluşturur. Kilit önem taşıyan standartları ve kılavuzları geliştirmek için sektör uzmanlarını, devlet kurumlarını, araştırma enstitülerini ve diğer kuruluşları bir araya getirir. BSI'ın girişimleri sayesinde paydaşlar sektördeki gelişmelerden haberdar olabilir, fikir alışverişinde bulunabilir ve birbirlerinin deneyimlerinden dersler çıkarabilir.
İklim değişikliğinin etkileri arttıkça, inşaat ve yapı sektöründe inovasyon benimsenmeli, standartlardan yararlanılmalı ve değer zinciri boyunca iş birliği yapılmalıdır. Ancak bu şekilde hem insanlara hem de gezegene fayda sağlayan dayanıklı bir altyapı ile sürdürülebilir bir gelecek inşa edebiliriz.