Bize Ulaşın
Search Icon

Suggested region and language based on your location

    Your current region and language

    Süpermarkette alışveriş arabasıyla çocuklar
    • Blog
      Perakende ve Gıda

    Gıda Sektöründe Net Sıfır

    Gıdanın sera gazı (GHG) üretimindeki rolünü ve hangi yaklaşım ve standartların net sıfır hedefine ulaşmamıza yardımcı olabileceğini keşfediyoruz.

    Net sıfır mücadelesi

    Paris Anlaşması, iklim değişikliği tehdidini azaltmayı amaçlayan, yasal olarak bağlayıcı nitelikte uluslararası bir anlaşmadır. Ancak bu amacı gerçekleştirmek için sera gazı (GHG) emisyonlarının 2030 yılına kadar %50 oranında azalması ve 2050 yılına kadar net sıfıra ulaşması gerekmektedir.

    Birleşik Krallık, net sıfır emisyon yasasını yürürlüğe koyan ilk büyük ekonomi olarak Net Sıfır Stratejisini yayınlamış olsa da sera gazı (GHG) emisyonlarının tahminî %34'ü (üçte biri) gıda sektöründen kaynaklandığı için sektörün sorumluluk alması gerekmektedir.

    İklim kriziyle bağlantılı olarak artan sıcaklıklar ve ağır hava koşullarından dolayı zarar gören ve kaybedilen mahsullerden dolayı gıda sistemleri zaten sıkıntı çekmektedir. Danone, Innocent, McCain, Nestlé ve Morrisons gibi birçok gıda işletmesinin hâlihazırda Net Sıfır hedefleri olsa da ancak gıda sektörünün tüm kademelerinde eyleme geçildiğinde değişim gerçekleşebilir ve iklimsel acil durum önlenebilir.

    Net sıfır ile neyi kastediyoruz?

    Net sıfır, atmosfere salınan sera gazı (GHG) emisyonlarının atmosferden alınan emisyonlarla dengelenerek emisyonların sıfıra indirilmesi anlamına gelmektedir.

    Diğer sektörlerle birlikte gıda sektörünün de iklim değişikliğini sona erdirmek için net sıfır hedefini gerçekleştirmesi gerekmektedir. Karbon emisyonlarını azaltmak bu hususta yeterli değildir. Her zamanki yaklaşımla devam edilmesi hâlinde emisyonların 2050 yılına kadar %30-40 oranında artabileceği iddia edilmektedir. Endişe verici bir gerçek de şu ki; gıda endüstrisinde herhangi bir değişiklik yapılmadığı takdirde Paris Anlaşmasının sıcaklığı 2°C'nin altında sınırlama hedefine ulaşmak imkansız olacaktır.

    Bu nedenle, gıda sektöründe karbon emisyonlarını durdurmak için eyleme geçmek büyük önem taşımaktadır.

    Sera gazı (GHG) üretiminde gıdanın rolü

    Gıda ve İçecek Federasyonuna (FDF) göre, emisyonların %33'ünden ithalat, %32'sinden Birleşik Krallık'taki malzemeler, %12'sinden tüketici, %9'undan perakende ve ikram hizmetleri, %6'sından imalat, %3'ünden ambalaj, %5'inden nakliye ve %5'inden tüketim sonrası eylemler sorumludur.

    Tarımın emisyonların yaklaşık %10-12'sine sebebiyet verdiği tahmin edilirken, ormansızlaşma gibi arazi kullanım değişiklikleri emisyonların %8-10'undan, nakliye ve üretim gibi gıda tedarik zinciri faaliyetleri ise emisyonların %5-10'undan sorumludur.

    Atık ve Kaynak Eylem Planı (WRAP) araştırmasına göre Birleşik Krallık'taki gıda sistemleri yaklaşık 160 metrik ton karbondioksit emisyonundan sorumludur. Küresel sera gazının (GHG) %8-10'unun üretimden, nakliyeden ve gıdanın çürümesine izin verilmesinden kaynaklandığı düşünüldüğünde, bu gerçekten endişe verici bir istatistiktir. Gıda israfının etkisi o kadar büyüktür ki, bu sorun kendi başına bir ülke olsaydı ABD ve Çin'in ardından üçüncü en büyük karbon ayak izine sahip ülke olurdu.

    Karbon emisyonlarınızın değerlendirilmesi: Kapsam 1, 2 ve 3

    Sera Gazı Protokolünün bir parçası olarak, sera gazı (GHG) emisyonları üç kapsamda kategorize edilir.

    Kapsam 1, yakıt yanması, şirket araçları ve kaçak emisyonları gibi sahip olunan veya kontrol edilen kaynaklardan kaynaklanan doğrudan emisyonları içerir.

    Kapsam 2, ilgili kuruluş tarafından satın alınan ve tüketilen elektrik, buhar, ısıtma ve soğutma enerjisinin üretimi sırasında ortaya çıkan dolaylı emisyonları kapsar.

    Kapsam 3, bir şirketin değer zincirinde meydana gelen diğer tüm dolaylı emisyonları ifade eder. Şirket tarafından sahip olunmadıkları, kontrol edilmedikleri, satın alınmadıkları veya tüketilmedikleri için tanımlanmaları zor olabilir ancak emisyonların %90 kadarına tekabül eden en önemli emisyonlar olarak kabul edilirler. Satın alınan ürün ve hizmetler, iş seyahatleri, çalışanların işe gidip gelmeleri, atık bertarafı, satılan ürünlerin kullanımı, nakliye ve dağıtım, yatırımlar, kiralanan varlıklar ve franchise'lar bu kapsamda yer alabilir.

    Gıda işletmeleri, Kapsam 3 emisyonlarına odaklanarak tedarik zincirindeki emisyon noktalarını değerlendirebilir, kaynak ve enerji risklerini tespit edebilir ve enerji verimliliğine ve maliyet azaltımına ilişkin fırsatlara dikkat çekebilir. Bu emisyonlara odaklanmanın diğer faydaları arasında tedarikçilerin sürdürülebilirlik performansının gözden geçirilmesi, sürdürülebilirlik girişimi tavsiyelerinde bulunularak iş birliği yapılan tedarikçilerle birlikte bunların hayata geçirilmesi ve çalışanların kendilerine düşeni yapmaları için teşvik edilmesi yer alır.

    Net sıfıra ulaşma yolları

    Gıda üreticileri, net sıfır hedeflerine ulaşmak için öncelikle sahip oldukları veya kontrolleri altındaki kaynakların sebep olduğu emisyonları tespit ederek belirli adımlar atabilirler. Bu adımlardan bazıları şunlardır:

    • Şirket araçlarını düşük emisyonlu bir alternatife yükseltmek veya bu doğrultuda iyileştirmek. Bu, hükûmetin Birleşik Krallık şehirlerinde uygulamaya koyduğu temiz hava bölgesi planının bir parçası olarak şimdiden desteklenmektedir.
    • Gerekli dengelemeleri yaparak karbon azaltımı ve verimliliğini sağlamak veya elektrik, ısı ve buhar kaynaklarını rüzgâr, güneş, nükleer veya hidroelektrik gibi düşük emisyonlu alternatiflerle değiştirmek.
    • Sera gazı (GHG) emisyonlarının azaltılmasına yönelik hem uygun hem de gerçekçi hedefler çizmek için Bilime Dayalı Hedefler girişiminden faydalanarak şirket hedeflerini belirlemek.

    Gıda üreticilerinin net sıfır mücadelesine yardımcı olacak standartlar

    Gıda üreticilerinin net sıfır hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olmak için kullanabilecekleri çeşitli standartlar vardır.

    BSI PAS 2060, gıda üreticilerinin işletmelerinin karbon nötrlüğünü dört aşamalı bir süreç aracılığıyla göstermelerini sağlar. Bu aşamalar aşağıdaki gibidir:

    • Sera gazı (GHG) emisyonlarının, doğru ölçüm verilerine dayanarak değerlendirilmesi

    • Hedef odaklı bir karbon yönetim planı ile emisyonların azaltımı

    • Emisyonların dengelenmesi ve

    • Kamu bilgilendirmesi ve açıklayıcı beyanlar yoluyla dokümantasyon ve doğrulama

    BS EN ISO 14064 serisi, sera gazı (GHG) emisyonlarının (hem kuruluş hem de proje düzeyinde) ölçülmesi, raporlanması ve doğrulanmasına yönelik kılavuz ilkelere sahiptir. Bu standart, kârlılığı artırmak için maliyet tasarrufu fırsatlarının belirlenmesine, kurumsal itibarın iyileştirilmesine, potansiyel yatırımcılar için daha cazip bir seçenek olmaya, gelecekteki yasal gerekliliklere hazırlanmaya ve ayrıca rakiplere karşı bir ölçüt oluşturmaya yardımcı olabilir.

    BS EN ISO 14067, tarım ve nakliyeden paketleme ve gıda atıklarının yönetimine kadar ürünün yaşam döngüsü boyunca her aşamada karbon ayak izinin analiz edilmesi ve doğrulanmasına yönelik ilke ve kılavuzları belirler.

    BS EN ISO 14001, gıda üreticilerinin kuruluşlarındaki verimliliği ve çevresel performansı iyileştirmek için kullanabilecekleri çevre yönetim sistemlerini tanımlar. İşletmelerin çevre üzerindeki etkilerini nasıl azaltabileceklerine odaklanan, tedarikçi alımından üretime ve gıda maddelerinin depolanması ve dağıtımına kadar bir işletmedeki birçok hususa ilişkin rehberlik sunar.

    BS EN ISO 50001, gıda üreticilerinin bir enerji yönetim sistemi geliştirerek enerji kullanımını yönetme ve iyileştirme yollarına odaklanır. Gıda işletmelerine, enerji tasarrufunu artırmak için politikalar geliştirmeyi, enerji verimliliği sağlamak için hedefler belirlemeyi ve enerji kullanımı konusunda daha bilinçli kararlar almak için verileri kullanmayı içeren bir çerçeve sunar. Bu da gıda üreticilerinin enerji kullanımlarını ölçmelerini, değerlendirmelerini ve sürekli olarak iyileştirmelerini sağlar.